Başkan Yardımcısı Yılmaz, devlet bursuyla yurt dışına gönderilen öğrencilere seslendi. İfade
Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, yurt dışına eğitim için gönderilen öğrencilerin burslarının ABD’de aylık 1780 dolardan 2 bin 426 dolara, İngiltere’de 1200 liradan 1646 liraya, Almanya’da 1490 eurodan 1993 euroya çıkarıldığını belirtti. kırtasiye parası.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde “Devlet Burslu Lisansüstü Eğitim İçin Yurt Dışına Gönderilen Öğrencilerle Buluşma” programında konuşan Yılmaz, bugün dünyanın 40’tan fazla ülkesinden lisansüstü eğitim alan gençleri ağırladıklarını belirtti.
Aydınlık bir geleceğin teminatı olarak gördükleri gençlerle bir araya gelmekten büyük mutluluk duyduklarını belirten Yılmaz, bu buluşmayı mümkün kılan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve ekibine teşekkür etti.
Yılmaz, yurt dışındaki öğrencilerin eğitim hayatlarının kendilerine, ailelerine, ülkesine ve milletine hayırlı olmasını dileyerek, “Hepinize eğitim ve meslek hayatınızda yapacağınız çalışmalarda başarılar diliyorum. Nitelikli insan kaynağının omuzlarında ülkemizi Türkiye Yüzyılına taşımak için çabalayanlar.” Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın her birinize en kalbi selamlarını ve başarı dileklerini iletiyorum.” dedi.
Yılmaz, yurt dışında devlet bursuyla okuyan öğrencilerin Türkiye’nin eğitime verdiği değerin göstergelerinden biri olduğunu belirtti.
Salondaki her öğrencinin eğitim ve kalkınma hedeflerine damgasını vuran temel bir geleneği temsil ettiğini belirten Yılmaz, şöyle devam etti:
“Millet olarak 2,5 asırdan fazla süredir yurt dışına eğitim, öğretim, bilgi ve tecrübe için öğrenci gönderiyoruz. Bunları tıpkı sizler gibi çocuklarımızın en başarılı, en parlak ve en coşkulu olanlarından seçiyoruz. Osmanlı’da, Devletin durgunluk ve gerileme dönemine girmesiyle birlikte önce Fransa’ya, ardından Almanya’ya öğrenci gönderdik.Sultan III. Selim’le başlayan yurt dışına öğrenci gönderme uygulaması, Cumhuriyetin ilanından sonra da devam etti. Pek çok eğitimli çocuğun feda edildiği büyük bir savaştan galip çıkmış, toparlanıp yeniden yapılanabilecek durumdaydı.İyileşme ve gelişme yolculuğunu sürdürebilmek için eğitimli insanlara ihtiyacı vardı.Ekonomik olanaklar çok sınırlı olmasına rağmen 400’den fazla öğrenci yurtdışına gönderildi. Cumhuriyetin ilk 10 yılında yüksek öğrenim için. Cumhuriyetin ilk yıllarından 2002 yılına kadar devlet burslarıyla yurt dışına gittiler. Oraya giden öğrenci sayısı 10 bin civarında. Bu öğrenciler millete olan şükran borcunu ödemek için birçok ülkeye dönerek farklı alanlarda başarılı çalışmalar yürüttüler. Bir kısmı da gittikleri ülkelerde kalıp hayatlarını orada sürdürdüler. Yurt dışına akademisyen olarak giden, şu anda Türkiye’ye bakan, üst düzey bürokrat ve kurum lideri olarak hizmet eden çok sayıda kardeşimiz var. “Bunun bir örneği İhsan Süreyya Sırma hocamızdır.”
“Yurt dışına burslu gönderilen öğrenci sayımızı ciddi oranda artırdık”
Yılmaz, 2002 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü liderliğinde ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiklerinde, eğitimle ilgili tüm konular gibi bu konuya da büyük önem ve öncelik verdiklerini belirtti.
“5 Yılda 5 Bin Öğrenci Projesi”ni 2006 yılında başlattıklarını hatırlatan Yılmaz, “Böylece 2006 yılından bu yana yurt dışına burslu gönderilen öğrenci sayımızı ciddi oranda artırdık. Bizim hükümetlerimizin dönemi 12 bindir, yani Türkiye Cumhuriyeti’nin.” “Tarihi boyunca programa katılan 21.500 öğrencinin yüzde 56’sı son 20 yılda bu fırsata sahip oldu.” dedi.
Sadece kotaları artırmakla kalmadıklarını anlatan Yılmaz, konuşmasına şöyle devam etti:
“Programın kapsam, içerik ve imkanlarında da önemli iyileştirmeler yaptık. Öncelikle ülkemizin neye, hangi alanlarda daha yetişmiş insan kaynağına ihtiyacı olduğunu belirledik. Enerji, savunma, havacılık, siber güvenlik, yapay zeka Türkiye’nin kalkınma hamlesine katkı sağlayacak ilaçlar.” Araştırma ve aşı çalışmaları gibi stratejik konuları belirledik. Devletimizin dış politika öncelikleri doğrultusunda öğrenci gönderdiğimiz ülke yelpazesini de genişlettik. Avrupa ve Amerika’nın yanı sıra Hindistan, Malezya, Brezilya, Güney Afrika, Tunus, Azerbaycan gibi stratejik bağlarımız bulunan 50’den fazla ülke ve bölgeyi de bünyemize kattık. Onu da listeye ekledik. Dünyaya bakarken belli bir coğrafyaya bakmamız hiçbir şekilde kabul edilebilir değildir. Doğudan batıya, kuzeyden güneye, dünyanın tamamına bakmamız lazım. Bir bölgeyi diğerine alternatif olarak görmüyoruz. Bunlar birbirini tamamlıyor ve hepsi bir araya geldiğinde çok daha büyük bir anlam kazanıyor. farklı coğrafyalar, kültürler, diller ve zenginlikler. Ne yazık ki bir süre yüzümüzü bir dünyaya çevirdik ve gerisini ihmal edip unuttuk. “Bu farklı yaklaşımla geçmişteki bu eksiklikler telafi edildi.”
“Önemli sorun aşıldı”
Yılmaz, şu anda 48 ülkede 123 üniversite ve 40 farklı kamu kurumu adına toplam 3 bin 415 öğrencinin bulunduğunun bilgisini paylaştı.
Burslu öğrencilerin döndüklerinde yaşadıkları en önemli sorunun kadro olduğunu belirten Yılmaz, “Gittikleri üniversitelerde eğitimlerine uygun takımlara takım kısıtlaması olmadan atanmalarını sağladık. Yani bir öğrenci döndüğünde üniversite artık ‘Kusura bakmayın listemde böyle bir kadro yok, sizi kabul edemem’ diyemezdi, otomatik oldu.” “Takım üyesi olarak gelen arkadaşımız da takıma dahil edilerek takım numarasına eklendi. Böylece bu önemli sorun aşılmış oldu.” söz konusu.
Değişiklikle memur olmak isteyen ve burslardan yararlanmak isteyen adaylar için istifa şartını kaldırdıklarını belirten Yılmaz, “Dolayısıyla memurların gidip tercih yapmasına gerek kalmadı. Burslu olarak gittiklerinde, memuriyet pozisyonları azalmadı, böyle bir imkânları vardı.” dedi.
Yurt dışında geçirilen tüm sürelerin devlet hizmetinden sayılmasına ve yurt dışındaki bursiyerlerin eş ve çocuklarının tedavi masraflarının karşılanmasına olanak sağladıklarını anlatan Yılmaz, şöyle konuştu:
“Ben bizzat yaşadım bu sıkıntıyı. Devlet Planlama Teşkilatı bursiyeri olarak yurt dışına gittim. Eşimle yurt dışına gittik, yeni evlendik. Bu sigorta masrafları çok önemli. Kurumumuz beni sigortalattı ama eşimin sigortası yoktu. Biz Çok sıkıntı yaşadık. Bu tür sorunların çözülmesi çok önemli. “Uluslararası proje yapacak, araştırma yapacak veya yeni teknolojiler üzerinde çalışacak doktora sonrası öğrencilere 2 yıllık bir süre sağladık. Bunların dışında öğrencilerimizin birçok talebini de karşıladık.”
Dünyada son 60-70 yılda zirveye ulaşan enflasyonun yurt dışında burslu okuyan öğrencileri de etkilediğinin bilincinde olduklarını anlatan Yılmaz, “Bir yandan da ekonominin yarattığı ekonomik sıkıntılarla uğraşırken, 6 Şubat depremi nedeniyle biz de bu sorunları elimizden geldiğince çözmeye çalışıyoruz. Eğitiminize en iyi şekilde devam etmenizi umuyoruz.” “Sizi iyi durumda tutabilmek için bugüne kadar hiçbir fedakarlıktan kaçınmadık. Bundan sonra da yanınızda olmaya devam edeceğiz.” söz konusu.
“Bağımsızlığa doğru birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz”
İlk emri “okumak” olan bir inancın mensupları olduklarını ve “hikmet müminin yitik malıdır, onu bulduğu yere götürür” diyen bir Peygamberin ümmeti olduklarını belirten Yılmaz, şöyle devam etti:
“Tarih boyunca medeniyetimiz, bilgeliğin kaynağı olan şehirler kurmuş, toplumu ve insanı merkeze alan bir yaklaşımla idealimiz gerçeği bulup topluma ulaştırmak olmuştur. Astronomiden tıp bilimlerine kadar, bilim dünyası bilimin ilk kaynağını köklerimizden, Buhara’dan, Semerkant’tan, Bağdat’tan ve Kordoba’dan alıyor.” 21 yıldır medeniyet birikimimizi kullanarak bilimde öncü olma çabası ve üretkenliği içerisindeyiz. Bu doğrultuda çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz. Türkiye’nin rekabetçiliğini korumak ve her alanda tam bağımsız kılmak adına Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde her alanda yerli ve milli uzmanlarla çalışıyoruz. Tasarım, patent, üretim ve teknolojiyi teşvik etmeye devam ediyoruz.
Bağımsız derken yanlış anlaşılmasın, elbette bir dünyanın içindeyiz, elbette bu dünyayla yoğun bir çok taraflı etkileşim içerisindeyiz. Aksi düşünülemez. Bunu bağımsızlıktan anlıyorum; Kendi iradenizi ifade edebilmek, kendi seçiminizi yapabilmek ve bunu gerçekleştirecek gücünüzü ve gücünüzü dostlarınıza ve düşmanlarınıza gösterebilmek demektir. Bu hem bireysel olarak hem de ülke olarak böyledir. Bunun şartı şudur; bilginiz yoksa, gücünüz yoksa bağımsız olamazsınız. Bireysel olarak da, toplumsal olarak da, devlet olarak da bu böyledir. Bilimde ve bilgide ne kadar derinleşirseniz, o kadar gücünüz olur, seçim yapma kapasiteniz artar. Bir irade oluşturma ve bu iradeyi uygulamaya koyma kapasitesine sahipsiniz. Dolayısıyla bu anlamda bağımsızlık yolunda hep birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz.”
Yılmaz, Türkiye’nin otomobili Togg’un, dünyadaki dengeleri değiştiren SİHA’ların, milli uydu projesinin ve özel sektörde TURCORN adını verdikleri çığır açan şirketlerin ve daha birçok yerli-milli girişimin, her gencin hayallerinin ve kararlılığının olduğu yerde filizlendiğini söyledi. tanışmak.
“En büyük zenginliğimiz insandır”
Hayallerin ve fikirlerin asla ihmal edilmemesi gerektiğini vurgulayan Başkan Yardımcısı Yılmaz, her şeyin bir hayal ve fikirle başladığına dikkat çekti.
Ancak Yılmaz, bunun bilgiyle, kararlılıkla ve çalışmayla projelendirilmesi gerektiğini belirterek, şöyle konuştu:
“Toplumumuzun ihtiyaç duyduğu alanları önceliklendirerek bu projeleri hayata geçirelim. Bunu yaptığımızda hem kendimize hem de topluma düşeni yapmış olacağız. Yurt dışına çıkarak bilgelik yolculuğuna çıkan sizler, Türkiye’nin nitelikli insan kaynağısınız” Bilim ve teknolojide geleceğe yön veren, Sosyal ve ekonomik sorunlara çözüm üretebilen bireyler olarak bu başarı yolculuğunda adınızı yazdıracaksınız. Yaptığımız her şey sonuçta insanlığa hizmet etmelidir. Ne kalkınma diyorsunuz, ne diyorsunuz ekonomi, teknoloji dediğiniz şey, diğer alanlardaki bütün büyük söz ve kavramlar, hepsinin şerefli yaratıklar olduğuna, yaratılmışların en şereflisi olduğuna inanıyoruz. “İnandığımız insanlığa hizmet etmek için vardır. En temel taşıyıcı ve tüm bunların farkına varan ise insandır. Bu anlamda en büyük zenginliğimiz insandır.”
Başkan Yardımcısı Yılmaz, Nobel Kimya Ödülünü Fuat Sezgin’den alan Prof. Dr. Dr. Aziz Sancar, Necmettin Erbakan’dan 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a kadar uzanan gurur listelerinin bulunduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Yine hocamız İhsan Süreyya Sırma da listenin bir parçası gibi aramızda. Sayımız çok. İnşallah bu listeye sizlerden de pek çok yeni isim eklenir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan her zaman ön plana çıkardı. Eğitimi hizmetlerin merkezinde tutan, ülkemizin içinden geçtiği zor günlerde bile eğitim harcamalarından kesinti yapmayan, son 20 yılda en büyük bütçeyi alan bakanlığın Milli Eğitim Bakanlığımız olduğunu söylemekten her zaman gurur duyuyoruz. İnşallah bundan sonra da böyle devam edecektir. Biz bunu rastgele yapmıyoruz, bu bir zihniyetin, anlayışın, yaklaşımın sonucudur. İnsan odaklı bir gelişmenin, siyaset anlayışının sonucudur. Bizim “Biz” Değerleriyle, geçmişiyle siyaset yapan gençlere de ihtiyaç var. Kesinlikle onların da orada olması lazım.”
Türkiye’de ağır bir deprem yaşandığını hatırlatan Yılmaz, “Tarihimizin en büyük felaketini yaşadık. Sadece bu yıl bütçemizde depreme 762 milyar lira harcayacağız. Gelecek yıl ise 1 trilyon liranın üzerinde para harcayacağız” dedi. Deprem bölgesinin hasarlarını onarmak ve bölgeyi rehabilite etmek için merkezi hükümet bütçesi tek başına kullanılıyor.” “Bütün bunlara rağmen koşullarınızı en iyi şekilde tutmak için elimizden gelen desteği vermeye kararlıyız. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu yaklaşımı bazı yeni kararlara dönüştü.” dedi.
Burslardaki artışlar
Yılmaz, bu anlamda güzel bir haber paylaşmak istediğini ve verilen bursları artırdıklarını belirterek, şöyle konuştu:
“Artışla birlikte kırtasiye harçlığı dahil burslarınızı ABD’de ayda 1780 dolardan 2 bin 426 dolara, İngiltere’de ayda 1200 liradan 1646 liraya, ayda 1490 eurodan 1993 euroya çıkaracaksınız. Almanya’da Prensip olarak o ülkenin parasının reel olarak yüzde 26’sı.” “Gördüğüm kadarıyla tüm ülkeler itibarıyla tabloda -27 civarında bir artış sağlandı. Hepiniz adına Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı sunuyorum.”
Konu insan ve eğitim olduğunda kabinede her türlü fedakarlığın yapıldığına dikkat çeken Yılmaz, dünyadaki enflasyonun öğrencileri daha fazla etkilememesi adına önemli mesafeler kat edildiğini belirtti.
Kendisi de devlet bursuyla yurt dışında yüksek öğrenim gören yazar-akademisyen Nurettin Topçu, “Her toplum kendi gençliği karşısında değer kazanır.” Sözlerini aktaran Yılmaz, şöyle devam etti:
“Sizin için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz. Yeter ki önce aileniz, sonra milletimiz için hayırlı işler yapın, mükafatınızdan vazgeçmeden yükselin ve Türk Asrına umut olun. Cumhuriyetimiz bir asrı geride bıraktı. Tüm başarılarımızı koruyarak ikinci bir yüzyıla geçiyoruz. Yeni bir döneme geçiyoruz. Biz buna Türkiye Yüzyılı diyoruz. Bu belli bir kesimin, belli bir düşüncenin, belli bir zümrenin yüzyılı değil, yüzyılın yüzyılı. 86 milyon nüfuslu tüm ülkemizin burada yeni hamleler, atılımlar yapması gerekiyor. Hepsine her alanda ihtiyacımız var. Bu yeni dönemde, Türk Yüzyılında Türkiye, tarihine yakışır bir geçiş yapacaktır.” İnşallah hep birlikte, özellikle nitelikli gençlerimizin omuzlarında, form olarak çok farklı bir seviyeye çıkacağız.”